Aralık 27, 2005

Mutlu Yıllar

Kategori: Diğer







Yeni yıl için ağaç süsleyemedim, açıkcası üşendiğimden falan değil bu, geleneklerimizde olmadığı için böyle bir alışkanlık edinmedim. Çok da hoşuma gittiğini de itiraf etmeliyim. Hep ailemle birlikte, özenle hazırlanmış güzel bir sofrada yemek yiyerek gireriz yeni yıla. Saat 12.00'de mutlaka ışıkları söndürür,yeni yılı alkışlayarak karşılar ve çoşkuyla birbirimizi tebrik eder, hediyelerimizi veririz. Bütün seromoni bu kadardır.

Her yeni yıla başlarken umutlarım tazelenir, tüm negatiflikleri arkamda bırakarak, daha pozitif düşünmeye çalışır ve herşeyin daha güzel olacağını düşünürüm. Sonunda "Çok iyi bir yıldı" diyebileceğiniz, sevgilerinizin çoğaldığı,sağlıklı, mutlu ve başarılı bir 2006 yılı diliyorum hepinize. Nice Yıllara..

Aralık 08, 2005

Kahvaltı Sofrası

Kategori: Diğer



Kahvaltı Sofrası

Sevgili Sibel beni kahvaltıya çağırmış, hiç kaçırırmıyım koşa koşa geldim.

  • Normal bir günde nasıl kahvaltı yapıyorsun?


Geleneksel Türk mutfağında kahvaltının apayrı bir yeri vardır. Türk kahvaltı sofrasının vazgeçilmez lezzetleri arasında; mis gibi kokan kızarmış ekmeği, beyaz peyniri, sahanda yumurtayı, siyah ve yeşil zeytini sayabiliriz. Tulum, dil, çerkez ve kaşar peyniri de Türk kahvaltı sofrasının lezzetine lezzet katar. Reçelleri de unutmamak gerekir. En çok da turunç, vişne, kayısı reçelleri, aynı anda dört mevsimi birden yaşayn ülkemize yakışır bir çeşitlilik sergilerler. Reçelin yanı sıra, bal ve kaymak da kahvaltı sofralarına başdöndürücü bir lezzet katar. Ben de kahvaltımı geleneksel kahvaltı malzmeleri ve çay eşliğinde yaparım. Ramazan hariç, çocukluğumdan beri kahvaltı yapmadan dışarı çıktığımı hatırlamıyorum.

  • Hafta sonu nasıl kahvaltı yapıyorsun?

Hafta sonu kahvaltı yapmak süper bir şey. Mutlaka günlük kahvaltıdan farklı yiyecekler olur. Örneğin; türlü otlarla peynir, zeytin,domatesi karıştırarak omlet, ya da domatesli sucuk o da olmazsa yeşil zeytin salatası, lor salatası, bir önceki günden hazırladığım yalancı su böreği vs uzayıp gider bu liste.

  • Ne zaman kahvaltı yaparsın?

En geç sabah 7.30 da kahvaltımı yapmış olurum. Tatil günleri 09.00'da falan olur.


  • Belirli aile gelenekleriyle veya inanışlarıyla büyüdün mü, bunlar neler?

Sabah kahvaltısı yapmak bir kültürdür bence ve bu kültür aileden geçer. Annem hasta bile olsa mutlaka bizim kahvaltımızı hazırlar, yedirir, giydirir sonra okula yolcu ederdi ve yıllardır bu düzende sürdürüyoruz. Bu sağlıklı beslenme için de kuraldır. En temel öğünün Kahvaltı olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmıştır bildiğiniz gibi.

  • Beslenme çantanı düşündüğünde neler hatırlıyorsun?

Mutlaka bir mevsim meyvesi olurdu. En fazla da elma tabi. Ayrıca okulda süt tozundan sıcak süt ve kaşarlı sandaviç dağıtıldığını hatırlıyorum.

  • Senin için lüks bir kahvaltı nedir!

Sevdiklerimle birlikte içinde mutlaka peynir, zeytin, domates ve çay bulunan, özellikle fırından yeni alınmış pide ve tulum peyniri eşliğinde yapılan kahvaltı benim için en lüks kahvaltıdır.

  • Nasıl, nerede ve ne zaman kahvaltı etmek istersin?

En çok yazlığın terasında, denize karşı, sabahın erken saatlerinde (güneşin iyice yükselmediği saatler) ailemle, acelesiz, uzun süren kahvaltılar yapmak beni mutlu eder.

  • Hayatında hatırladığın özel kahvaltı var mı, onu özel kılan nedir?

Özellikle Ramazan Bayramlarında, kahvaltısız geçen bir ay sonunda yaptığımız mükellef kahvaltıları unutmak mümkünmü. Ayrıca Kurban Bayramlarında sağlıksız olmasına karşın sabah ciğer sote yenilmesi de özel bir gelenek, ben yine de normal kahvaltıyı tercih ederim.

  • Kahvaltı masanda eksik olmamasını istediğin şey nedir?

Asla vazgeçemeyeceğim, çay ve peynir. Peynir delisiyim, her türünü severim.

  • Kahvaltı konusunda söylemek istediğin başka şey var mı?

Özellikle çalışanların zamansızlıktan pas geçtiği kahvaltı öğününü mutlaka yapmalarını ve bunu çocuklarının da alışkanlık haline getirmesini diliyorum. Kısa sürede halledilebilecek bu öğünün 15 dakika uyku için heba edilmemesi gerektiğini söylemek istiyorum. Ayrıca, kahvaltının zengin olması insanın güne iyi başlaması için bir doping etkisi yaptığını umarım unutmazlar.

  • Bloğundan bize kahvaltıya önereceğin tarifler önerebilir misin?

Muammara'ya benzeyen bir ekmek üstü önerebilirim.

Malzeme:

  1. 1/2 Su bardağı ceviz
  2. 1-2 Diş sarımsak
  3. Pul biber, Kuru Nane, Kekik, Tuz, Karabiber
  4. 1,5 Yemek kaşığı Domates salçası
  5. 1 Çorba kaşığı limon suyu
  6. 1,5 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  7. Kafi miktarda bayat ekmek

Tümü rondodan geçirilerek, sürülme kıvamına getirilir ve afiyetle yenilir. Uyarmak istiyorum çok ekmek yedirir, kilo sorunları olanlar denemelerini önermiyorum.

Ben de hernekadar saatlerimiz tutmasada Sevgili Serra'yı eşi ile birlikte kahvaltıya davet ediyorum.

Kasım 25, 2005

ELİŞİNİ SÖYLE

  • İlk elisi ne zaman yapmaya basladiniz, neyi kimden ogrendiniz?

Elişini ilk olarak İlkokulu bitirdiğim zaman yapmaya başladım. Bildiğim birçok elişini annemin eline bakarak öğrendim. Annemin bilmediklerini ise özellikle Burda dergisinden ve diğer elişi ve dikiş dergilerinden öğrendim.

  • Ilk yaptiginiz elisinizi sakliyor musunuz, fotografi var mi? Peki ya en cok sevdiginiz elisiniz hangisi, fotografi var mi?

Ah bilseydim günün birinde böyle bir soru ile karşılaşacağımı saklardım. Ne yazıkki rahmetli anneanneme işlediğim ve benim ilk elişim olan yastık örtüsünün ne kendisi ne de fotoğrafı var.



Ama aynı örnekle işlediğim yukarıda fotoğrafı olan bir çarşaf var.

En sevdiğim elişi örgüdür. Çok fazla kazak, bluz falan işledim ve hepsini de giydim. Ayrıca çok isteyerek öğrendiğim mekik yaka benim için çok değerlidir.



  • Gunde elisi icin ne kadar vakit ayiriyorsunuz?

Çoğunlukla akşamları ve Pazar günleri, işim olmadığı zaman yaparım. Ama bazı şeyler olur ki gece yarılarına kadar elimden bırakamam, bitirmek isterim.

  • Bilmediginiz ve ogrenmek istediginiz bir elisi var mi?


Temel elişlerini (örgü,nakış,dikiş,dantel,ahşap,fimo vs)biliyorum.İğne oyasını hiç denemedim.Kurdele nakışı ve kumaş boyamayı denedim ama geliştirmem lazım.Birşeyi kafama taktığım zaman mutlaka gerçekleştiririm.

  • Bundan sonra sadece tek bir elisi tarzinda calisacaksiniz desek, ne secersiniz; dantel, orgu, boyama vs?

Örgü'yü seçerim. Daha çabuk üretiliyor, işlerken sürekli bakmanız gerekmiyor.Konuşurken, TV izlerken falan yapılabiliyor. Daha pratik geliyor bana.

  • Sizce en zor elisi hangisi, niye?


Mekik oyası ve iğne oyası diye düşünüyorum. Çok dikkat isteyen, yanlış olduğu zaman geriye dönüşü olmayan ve çabuk üremeyen işlerdir.

  • Yaptiginiz elisileriyle ilgili mutlaka olmasi lazim dediginiz bir sey var mi? (renk, model, kullandiginiz alet gibi)

Rahatlıkla kullanabileceğim, sıcak renkler olmalı.Misinalı milim çok önemli, ayrıca tığlarım. Zaten kullandığım aletleri yıllarca saklar ve kullanırım, birilerine vermeyi sevmem, çünkü aradığım zaman elimin altında olmalarını isterim.Bazen giden gelmiyor bildiğiniz gibi.

  • Ya peki yaptiginiz orneklere isim nereden buluyorsunuz?

Örneklere isimlerini Sözlük'den yakıştırıyorum. Seçerken örneğin bende bıraktığı duyguyu, örneğin görünüşünü, ruhunu dile getirmeye çalışıyorum.Çok keyifli oluyor benim için. Ayrıca anlamlarını bilmediğim isimleri öğrenmiş oluyorum.

  • Kim oldugunu soyle, sana elisini soyleyeyim

5 kelime ile kendini tarif eder misin?
Aceleci,çalışkan,az konuşup çok dinleyen,zaman zaman karamsar,yardımsever vs. Aslında insanın kendini tarif etmesi çok zor. Aslan ve Başak karışımı birşeyim ben.

  • Mumkun olsa, su soyle olsaydi dedigin bir fiziksel ozelligin var mi? (Hepimizi Allah cok guzel yaratmis da)

Saçlarımın farklı olmasını isterdim belki.Fiziksel olarak kendimden şikayetçi değilim.

  • Kendinde begendigin ozelligin nedir?

İstediğim zaman başaramayacağım birşey yoktur.Sebatkar,üretken,paylaşımcıyım.Hayata karşı sağlam durduğumu düşünüyorum.Fiziksel olarak ellerim ve bacaklarımı beğenirim.

  • Keske boyle olmasaydi dedigin huylarin var mi?

Çok fazla tanımadığım insanlara karşı uzak dururum. Çabuk arkadaş olamam. Kimi zaman soğuk olduğum söylenir.Kırıldığım zaman ki bu çok zordur, o kişiyi tamamen siler yok sayarım.Esnek ve daha neşeli olabilmeyi isterdim.

  • Son soru ama bunu sen cevaplamayacaksin. Sanal arkadaslarinla yarin onceden belirlediginiz bir yerde bulusacaksiniz. Nasil birini bekliyorlar? Nasil birini gorunce "aa bu gelen Nazlı" diyecekler?

Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Çok marifetli ve üretken olan arkadaşım Sennur'u sobeliyorum. Ayrıca beni böyle bir oyuna dahil ettiği için Serpil'e ve birbirimizi daha iyi tanımak adına bu oyunu hazırlayan Serra'ya çok teşekkürler.

Kasım 16, 2005

Ne kadar Sanalız?

Kategori: Diğer

  • Günde ortalama kaç saat internettesiniz?

İşyerinde sürekli açık, fırsat buldukça netteyim. Evde zorunlu olmadıkça açmıyorum, hem işlerimi engelliyor, hemde gözlerim perişan, dinlendirmek istiyorum.

  • Herhangi bir messenger kullanıyormusunuz? (Hangisi)

Evet kullanıyorum. MSN Messenger.

  • Kac tane mail adresiniz var?

Çok fazla, unutmamak için adres bilgilerimi özel bir dosyada saklıyorum.

  • Sizinle bütünleşen sanal adınız veya nickname'niz varmı?

Resmi olan yazışmalarım için hep soyadımın kısaltılmışını nickname olarak kullanıyorum. Diğerleri için ismimden türettiğim nickname'leri tercih ediyorum.

  • Internet ortamında tanışıp, real yaşamınızda pekişen arkadaşlıklarınız varmı?

Net'de arkadaşlıklarım var ama real yaşamımda görüşme olanağım olmadı. Ama bu arkadaşlarımı ben yine de kanlı canlı arkadaşlarım olarak görüyorum sanal olması farketmiyor.

  • Internet üzerinden alışveriş yapıyormusunuz?

Bir kez yaptım, aslında özellikle elektronik aletler alabilirim ama kredi kartı sahtekarlıkları yüzünden hep kendimi kısıtlarım.

  • Lütfen şu cümleciği iki saniye düşünüp, aklınıza ilk geleni yazın; "ya internet olmasaydı" .......

İlk aklıma gelen, ne güzel olurdu, gözlerim bu kadar ilerlemezdi diye düşündüm. TV yokken nasıl zevkle radyo dinlerdikse, net'in yerine dostlarımla mektuplaşırdım, araştırma yapmak için kütüphaneye giderdim sık sık, daha çok okurdum vs. Zaten bilmediğiniz birşeyi özlemeniz, istemeniz de mümkün değil. Net'in olmasından memnunum, hele ADSL bağlantı süper. Annemin bir sözü vardır, özellikle çok işine yarayan aletleri kullanırken, bunu icad edene Tanrı din iman nasip etsin der. Ben de anne onlarında inandığı bir din var, dinsiz değiller derim.Bu vesile ile espri olsun diye "Interneti bulanlara Tanrı Din İman nasip etsin" diyorum ve hepinizi seviyorum. Yaşasın internet.

Kasım 10, 2005

ATAM SENİ HİÇ UNUTMUYORUZ

Sevgili Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal edişinin 67. yıldönümü nedeniyle anmak istedim. Aslında onu anmadığım, hatırlamadığım bir tek gün bile yok diyebilirim. İlk Okul 1. sınıfta bir 10 Kasım günü törende bana şiir okuma görevi verilmişti. O yıllarda olan birçok olayı hiç hatırlamıyorum ama bunu hiç unutmadım. Saat dokuzu beş geçe, ATAM Dolmabahçede, Gözlerini kapadı, Bütün Dünya ağladı... diye şiiri okurken hüngür hüngür ağlamaya başladım ve kesik kesik de olsa şiiri bitirdim. Öğretmenler ve veliler de benimle birlikte ağladılar. Hala hatırladıkça tüylerim diken diken olur. Nur içinde yatsın.

ATATÜRK'ün ÖZLÜ SÖZLERİ

  • Ne mutlu "Türküm" diyene.
  • Geldikleri gibi giderler.
  • Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak
    Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
  • Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim.
  • Yurtta sulh, cihanda sulh.
  • Sizlere saldırmanızı değil, ölmenizi emrediyorum.
  • Memleketin efendisi hakiki müstahsil olan köylüdür.
  • Doğruyu söylemekten korkmayınız.
  • Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir.
    Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve
    hissediyorsanız bu yeterlidir.
  • Türkiye Cumhuriyeti mutlu, zengin ve muzaffer olacaktır.
  • Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.
  • Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri !
  • Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine
    ve refaha ulaştırmaktır.
  • Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.
  • Süngülerle, silahlarla ve kanla kazandığımız askeri zaferlerden
    sonra, kültür, bilim, fen ve ekonomi alanlarında da zaferler
    kazanmaya devam edeceğiz.
  • Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise,
    "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım"
    diyebilenindir.
  • Egemenlik verilmez, alınır.
  • Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.
  • Milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
  • Öğretmenler: Yeni nesiller sizlerin eseri olacaktır.
  • Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
  • Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının
    yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır.
    Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz
    ve yaşamayacaktır.
  • Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.
  • Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir
    bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur.


Kasım 01, 2005

Bayram

Sevgili Arkadaşlarım; Yoğun işlerden dolayı zaman bulamayacağımı düşünerek, bu günden, damağınızı, ruhunuzu ve çevrenizi tadlandıran sanal bir çikolata demeti sunuyorum sizlere.

Bayramlar o kadar büyülüdür ki, gelişi bütün bir yıl beklenir ve gidişindeki keder de ancak böyle bir ikinci geliş ümidiyle hafifler; tasa iken sevinç olur, hüzün iken beklenen bir neşeye dönüşür. Bayramınızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm ailenizi sevince boğup evinize bereket getirmesi dileğiyle, İyi bayramlar hepinize. Sevgiyle sarılıp tek tek kutlamak istiyorum sizleri, lütfen öyle hissedin.

Ekim 27, 2005

Yüreğimden Geçenler

Kategori: Diğer


Beni unuttular diyerek gizli gizli sevinirken Sevgili Nurdan sobeledi. Eh iş başa düştü anlatalım bakalım neler çıkacak.

1. Çocukluğumdaki gibi Annem’in sesiyle veya kızarmış ekmek kokusuyla uyanmayı hayal etmek. Özellikle saatimi kursam dahi metal bir sesle uyanmamak için çalmadan kalkıyorum(Gördüğünüz gibi çok inadım.

2. Hafta sonları rutin saatimde uyandıktan sonra, tatil olduğunu hatırlayarak çocuklar gibi sevinmek (Çoğu kez böyle oluyor). Keşke öğretmen olsaydım, tatili daha çok, hem çocukları da çok severim ben. Yok yok iyi ki olmamışım, çocukların, okulların perişanlığına dayanamazdım zaten, kazandığını onlara harcar ben açıkta kalırdım.

3. İşe gelir gelmez Türk Kahvesi eşliğinde ...... (bunu yazamıyorum çok sakıncalı, hem RTÜK var kapatır falan Bloğumu) tüttürmek. En büyük sıkıntım bu, bir kurtulsam bu meretten, tamam tamam bırakacağım. Ne zaman mı? Bu yılbaşı desem, en iyisi gelecek yıl azaltır öbür yılbaşı bırakırım diyerek bahaneler üretmek.

4. Kilo aldım kaygısı ile tabana kuvvet işe yürüyerek gidip gelmek (6 km). Çok yoruluyorum,yok yok bugün yine arabayla gideyim ben en iyisi...(100 gr. Verdim mi acaba?) Şu mis gibi ekmek kokusu beni deli ediyor. Yesem ne olur sanki, boşver sonra pişman olursun,yeme diye kendi kendime beyin yıkamaları.

5. Arabama binip amaçsız, süresiz uzun yol gitsem. Beğendiğim yerde konaklasam,yeni yerler,yeni kültürler tanısam(Buna doymuyorum), öyküler toplasam, oturup yazsam, nette paylaşsam bunları... Gelecek yıl mutlaka Hindistan’a gitmeliyim. Ben ordayken deprem yada tusunami olursa. Yok yok olmaz, geçen sene kıl payı tusunami’den kurtuldun ya deyip teselli bulmak.

6. Her hafta olduğu gibi evimi dip bucak temizlemek ve mutlu yorgunluktan sonra bir daha yapmayacağım diye kendi kendime söz vermek ama hiçbir zaman uygulamamak. Kendi kendime; evi falan boşver, son zamanlarda sosyal değilsin, arkadaşlarını ara, buluş, nefes al biraz dayatmaları.

7. İftar davetleri nedeniyle, 6 saat mutfakta çalışarak yemekleri hazırladıktan sonra gelen iltifatları duyarak mutlu olmak ve için için yeter artık ayaklarımı uzatıp bir otursam diye düşünmek.

8. Yeğenlerimin her sorununda kendimi görevli hissetmek, Özlem’e bir iş bulabilsem(Üniversite mezunu bekliyor), Hasan şu okulu zamanında bitirse (İşletme okuyor), biran önce hayatları düzene girse, ben de emekli olup boş boş dolaşsam hayalleri.

9. Blog açmakla ne isabetli bir şey yapmışım, sanal da olsa ne tatlı insanlarla karşılaştım, ne güzel şeyler paylaşıyoruz, ufkum genişliyor. Biraz uğraşmaya zamanım olsa bir web sayfası hazırlayabilirmiyim acaba? Emekli ol sen en iyisi, yoksa ofisteki işleri nasıl yapacaksın gelgitleri.

10. Keşke babam yaşasaydı da ben onu bir dediğini iki etmeseydim. Birlikte denize girseydik, ızgara yapsaydık,gezseydik... (Çok özlüyorum çoook.Şu an bile gözlerim yaşardı)

11. Söz verdim kendime, yaz gelsin bir hele, en az 10 gün yazlıkta kalacağım, saatlerce yüzeceğim, kitap okuyacağım, salaş dolaşacağım (Atıyorum desteksiz). Saçlarımı kısacık kestirsem ve boyatmasam mı? Nasıl başa çıkarsın, daha önce denedin pişman oldun kolay mı kıvırcık saçla uğraşmak (Sen kendi kendine konuş eniyisi).

12. Evi satıp daha büyük bir ev mi alsam acaba? Nohut oda bakla salona sığamıyoruz. Nasıl altından kalkacağım, hem verdiğim onca emek ne olacak, tekrar aynı şeyleri yapabilirmiyim? (Sürekli hesap yap, olmadı vazgeç )

13. Bayramda en sevdiğim arkadaşım gelecek. Her şeye boşverip sabahlara kadar konuşsak mı, onun da dili şişmiştir mutlaka. Keşke ben de daha önce İstanbul’a yerleşseydim. Ne işim var buralarda...

14. Annemi de alıp trenle bir seyahat mi yapsam acaba. Çocukluğumdaki keyifli anları geri getirebilirmiyim? Yok yok kadıncağız nasıl binecek trene, ayağını kaldıramıyor ki. Bir sihirli değneğim olsa da annemin ağrılarını bir dokunuşta geçirebilsem.

15. Şu Sinan denen adamdan nefret ediyorum. Kim mi? Hani şu Aliye’nin kocası. İnsan bu kadar vicdansız olabilirmi? İyi ki de evlenmemişim, bu erkekler hep birbirine benziyor zaten. Allahın sevgili kuluyum ben, oh ya her şeye kendim karar veriyorum aldatmaları. Kaptırdım gidiyorum değilmi? Onun için de hiçbir diziye başlamak istemiyorum, oldu bir kere.

16. Bayram yemeklerini iki gün önceden hazırlasam mı acaba. Şu yalancı su böreğinden mutlaka yapayım, bir de haşhaşlı kıvrım (tatlı). Tatlıyı nerde açacağım, uygun tezgahımda yok (kaçmanın yolları), olsun bir yolunu bulurum. Bolca yaprak sarması da yapayım, pasta falan da yapmam gerek. Kızım sen bu işleri bitiremezsin iki günde en iyisi şimdiden başla.

17. Sağlığımı kaybetmemeliyim, az ye, çok yürü, kafanı bir şeye takma, stres yapma vs vs. Yaşlılığımı yalnız geçirebilecekmiyim, hastalanırsam kim bakar bana, gücüm azalınca bir huzur evine mi gitsem acaba. Ya en iyisi ben ağaçlar gibi ayakta öleyim, dün görmüştük desinler (Tanrıdan dileğim bu).

18. Zaman çok mu hızlı geçiyor yoksa bana mı öyle geliyor, daha dün pazartesi değilmiydi? Hafta sonu çıkıp alışveriş yapayım, kendime bir şeyler alırsam moralim düzelir. Dolapdaki herşeyi versem de yeni şeyler mi alsam. Müsrif olma hepsi yepyeni duruyor. Sen en iyisi yeğenlerine bir şeyler al (son karar).

19. Arabayı değiştirip daha küçük bir şey mi alsam acaba, diesel mi alsam? Nasıl kıyıp satacaksın arabanı? (Eşya ile hissi bir ilişki kuruyorum da. Ailemden o şimdi)Boşver en iyisi, tekrar taksit, tekrar borç, kaldıramam artık, yoruldum.

20. Dernek faaliyetlerine düzenli katılabilsem (zaman bulamıyorum), udu duvardan indirip çalmayı söksem, anneme eski şarkılar eşliğinde çalıp söylesem (çok istiyor)...


Gördüğünüz gibi her gün düşündüğüm kaygılarım, özlemlerim, beklentilerim bunlar...Arkası bitmez tükenmez. Ne yapayım insanım, şükür ki düşünebiliyorum.

Bloglara baktığımda birçok arkadaşın sobelendiğini gördüm. Eğer uygun görürlerse ben de,
Fethiye, Akçahan, ve Meral 'i sobelemek istiyorum.

Ekim 13, 2005

Kategori: DiÄŸer



Bu kırkyama yatak örtüsünün bir parçası.Çok beğendiğim için arkadaşım örnek olarak bana verdi. Keşke ben de o sabrı göstererek birşeyler yapabilsem. Uzun süre dikiş makinasının başında oturmam mümkün değil, ancak belki yastık vs. gibi küçük parçalar üretebilirim. Örneğim de var nasıl olsa yaparım diye saklıyorum.İlgili arkadaşlar yararlanabilir umuduyla bloğuma koyuyorum.